Yeşilliklerin içinde bütün renkleri bulmaya başladığımız ilkbahar mevsiminde yaptığımız bir rota olan ve daha önce görmediğimiz köyleri keşfetmek için çıktığımız bu yolculuğumuzda etrafımızda ne kadar güzel yerlerin olduğunu da görmüş olduk.
İnternette diğer ülkelerde olan doğal güzellikleri gördüğümüzde; aaa ne kadar güzel yerler varmış, buralarda böyle yerler yok ki deyiveriyoruz. Halbuki hiç gezmiyoruz ki. En yakınımızdaki köye bile gidipte, burada ne varmış dediğimizi zannetmiyorum. Halbuki gezmeye başlayınca, yavaş yavaş keşfetmeye başladığınızda en yakınınızda bile geze geze bitiremeyeceğiniz güzellikler olduğunu göreceksiniz. Yeter ki gezmek isteyelim.
Bizler daha çok araçlarımıza biniyoruz ve tatil yörelerine kadar gidiyoruz ve tatilimizi aynı yerde bitirip geliyoruz. Yollar bizi sadece oralara götürmüyor. Sağa sola dönen bir sürü diğer yollar var. O yolları da merak etmek gerekiyor yeni keşifler yapabilmek ve saklı kalmış güzellikleri görebilmek için.
Bazen o yollara girdiğinizde kaybolabiliyorsunuz, bazen hiç bilmediğiniz bir yere çıkabiliyorsunuz ama inanın yolun sonunda iyiki buraya da gelmişiz diyorsunuz. Evet biz genelde planlı geziyoruz ama bazen burası nereye gidiyor dediğimiz ve girdiğimiz de oluyor. Eğer zamanınız varsa kaybolmaktan korkmayın. Tabi malzeme konusunda tedarikli olmanızda fayda var 🙂
Hamdibey, Boztaş ve Karacadağ Köyü hem su bakımından hem de yeşil alanları bakımından mükemmel manzaralar sunuyor size. Kırklareli ilinin Demirköy ilçesine bağlı köyler. İnsanlarımız Demirköyü en çok İğneada ve Dupnisa Mağrası ile tanıyor. Aslında buraların her bir köyü ayrı bir güzellik ve özellik barındırıyor.
Doğa tutkunları için bulunmaz güzelliklere sahip olup mükemmel rotalar çıkarabilirsiniz. Günübirlikçiler için de mükemmel piknik alanları bulunuyor, yeterki bu yerleri bulabilin. Ben doğa tutkunlarının gelmesinden yanayım çünkü günübirlikçiler etrafı pisletip gidiyorlar.
Bu gezimizde birkaç mevsimi birden yaşadık. Bahar aylarında bol yağışlı olduğu için sabah güneş ile başladığımız yolculuğumuz öğlene doğru sağanak yağmur altında devam etti. Bu mevsimde yağmur çok güzel oluyor. Tek sıkıntı ateş ve yemek olayı. 🙂
Bu yol üzerinde kendinizi yağmurdan koruyabileceğiniz yerler mevcut. Yemeğinizi buralarda yiyebilirsiniz. Ama ateş yakmak için pratik gerekiyor. Eğer yağmurda kaldıysanız ve etrafta bütün odunlar yağmurda ıslandıysa işiniz biraz zor. Ateşi yakabilmek için kuru odun bulamayabilirsiniz. Ama yağmur yeni başladıysa ve odunların içine yağmur işlemediyse ilk işiniz hemen odunları ufak ufak kesip içindeki kuru yerleri ile ateşi başlatabilmeniz ve devam ettirebilmeniz için ince çıralar yapmak.
Bu çıralar ile ateşini yakabilirsiniz ve diğer ıslanmış ve parçaladığınız odunları bu ateşin üzerine atarsanız zamanla ateşin sıcaklığı ile onlar da yanacaktır. Yağmur sağanak ise ve barakanın altında ateş yakmanız gerekiyorsa tenekenin içinde ateşinizi yakabilirsiniz.
Burada dikkat etmeniz gereken konu kapalı tenekenin etrafına delikler açmanızdır. Ateşin alevlenebilmesi ve yanabilmesi için havaya ihtiyacı vardır. Hava almaz ise belli bir süre sonra ateş sönecektir. Odunlarımızın yaş olduğunu da unutmayalım 🙂
Karnımızı güzelce doyurduktan sonra yolumuza devam ediyoruz. Yol manzaraları mükemmel. Hele birde yağmur sonrası o toprağın kokusu hissederek keşif yapmak gibisi yok.
Bizim yaptığımız gibi araçtan inip yeşilliklerin içinde koşmak isteyeceksiniz. Bu yollarda bisikletlerle gezmek nasıl anlatılır bilmiyorum. Yavaş yavaş, seyrede seyrede gezmek…
Bir tarafta uçsuz bucaksız dağlar ve yeşillikler bir taraftan yeni çiçeklenmiş mükemmel yonca kokusu. İnsan içine girip koşmak istiyor. Yağmur sonrası otların içinde koşacaksanız ayakkabılarınızın su geçirmeyen türden olmasına dikkat edin. Çoraplarınıza kadar ıslanabilirsiniz 🙂
Ailece gittiyseniz bırakın çocuklar yeşilin tadını çıkarsın. Ne kadar mutlu olduklarını ve şehrin sıkıcılığından kurtulduklarını göreceksiniz 🙂
Dönüş yolunda geçtiğiniz köylerden süt almanızı tavsiye ederim. Hayvanların doğal ortamda otladıkları ve yoncanın bol olduğu bir yerde sütlerin tadı eminim çok güzel olucaktır.
Ufak bir ipucu da vereyim. Dönüş yolunda Gökyaka köyünde bulunan Sancak Piknik Boşnak Sofrası adlı mekana uğrayarak; adından da anlaşılacağı gibi Boşnak kültürüne ait lezzetlerden ve herşeyi etraftan elde edilmiş kahvaltılıklardan tadabilirsiniz. Ayrıntısını keşfetmek size kalıyor.
Nasıl Gidilir?
Demirköy çıkışında iğneada yolu üzerindeki sol taraftaki Camiiyi gördüğünüzde sola dönüyorsunuz ve verdiğim rotayı takip ederek sırasıyla Hamdibey, Boztaş ve Karacadağ köylerine ulaşabilirsiniz. Rotayı görmek ve kendiniz rota çıkarmak için tıklayınız!
Koordinatlar
Hamdibey: 41.864721, 27.764336
Boztaş: 41.914269, 27.648128
Karacadağ: 41.952742, 27.678504
Gökyaka: 41.883434, 27.623813
Verilen Koordinatları Nasıl Kullanacağınızı Görmek İçin Tıklayınız